Sunday 7 July 2019

Afrika'da Bir Ütopya: Black Panther



Oscar 2019'da aday olan filmlerden birisiydi Black Panther. Hani şu Marvel'den çıkan süper kahraman filmlerinden birisi olan Black Panther...

Black Panther, diğer Marvel filmlerine oranla bir tık daha altlarda kalmış olduğunu düşünüyorum. Çünkü; önceki Marvel filmlerinin verdiği havayı vermiyordu. Ön plana çıkan oyuncular fazla yoktu; sanırım en ünlüsü Sherlock'tan tanıdığımız Martin Freeman olsa gerek. Diğer filmlerde bilindik oyuncu sayısı bir hayli fazla oluyordu, bu filmde onu görmek pek mümkün olmamış.

Filmin yarısı ağır bir şekilde ilerledi. Filmde düşmanın girmesi ve olayların hız kazanması biraz zaman aldı. Teknoloji üzerine fazla ilerlemeye çalıştıkları iyiydi de, bu biraz Thor'u anımsattı. Afrika'nın Thor'u "Black Panther" havasında idi. Yine de hareketli kısımları itibariyle film daha izlenir olmaya başladı.

Stan Lee'yi ayrı bir artı koymak gerekiyor. 2018 yılında hayata gözlerini yuman süper kahraman filmlerini ortaya çıkaran isim olan Stan Lee'nin oluşturduğu süper kahramanlık filminde farklı noktalara değiniliyor. Vibranium adlı metali dünyaya yaymak; yani silah satımı yapmak, herkesi birbine düşürmek gibi kısımlar geçmekte idi. Aslında Amerika'nın filmi, kendi yaptığı şeyi kendisi inceden eleştirmiş gibi oldu. Bu filmdeki bir diğer artı, filmin siyahi bir kahraman figürünün olması. Süper kahraman olarak çok fazla göremeyiz siyahi figürü, hele söz konusu olan Afrika'da geçen bir siyahi kahraman filmi ise. Ne kadar garip değil mi? Batının sömürdüğü Afrika'da teknolojik çığır açan bir ülke. Stan Lee'nin inceden bir dakika civarı kendisini gösterdiğini de belirteyim bu paragrafa parantez olarak.


Süper kahramanlık filmleri derin bir ütopyadır aslında. Söz konusu olan bu film ise, Afrika'nın ütopyası. Peki bu ütopyada oyunculuklar nasıldı? Doğrusu süper kahraman filmlerinde fantastik olaylar ön plana çıktığı için oyunculukların kendisini gösterip göstermesi önemli olmuyor. Göze hoş gelen oyunculuk da göremedim. Kulağıma daha çok oyuncuların Afrika aksanıyla "r"leri bastırarak konuşması geldi.

Thor'un Afrika versiyonu gibiydi. Taht kavgası vardı, bu kez amcaoğulları arasında idi. Thor gibi teknolojik aletler vardı, bir ütopik dünya söz konusu idi. Ölümden dönme söz konusu idi burada da. Aslında genel olarak süper kahraman filmlerinin birbirine benzemesi gibi, bu film de haliyle benziyordu. Özellikle Thor'a benzettim.

Filmin karmaşık bir anlatımı söz konusuydu. Bir anda Afrika'da, bir anda başka bir ülkede bulabiliyordunuz kendinizi. Düşmanın olaya geç girmesi, hatta beklenmedik bir anda belirmesinin uzaması da filmi sıkıcı bir yere sürükledi. Filmin pozitif yanı ise, verilmek istenen mesajlar ve sonlara doğru toparlanması. Bir dizinin pilot filmi havasındaydı, devamı gelecek gibiydi, ki devamı da gelecek.

Devam filminde Stan Lee kendisini gösteremeyecek olsa da, eseri ve eserleri yaşamaya devam edecek.

7/10

No comments:

Post a Comment

Bir Ada Hikayesi: Cast Away

Filmi yıllar önce izleyişimde etkileyici gelmişti ama sonradan dikkatle izleyince beklentinin altında kalan bir film oldu. Bir kere baş...